23 Ekim 2013 Çarşamba

29+0 . hafta




Bugün tam 29 koca haftayı geride bıraktık seninle. Yolculuğumuzun 4'te 3'ü bitti bile. Bugüne kadar bizi zaman zaman korkutsan da hiç üzmedin. Kalan son haftalarda da uslu bir bebek ol. Tamam mı oğluşum?

22 Ekim 2013 Salı

Tatil Dönüşü

     Naber Bizim Oğlan;
     Baban sana bu ismi koydu sonunda. Adını soran herkese "biz Bizim Oğlan diyoruz" diyor. Anneannen ise kendi kararlarını kendisi vereceği için 18 yaşına gelince adını kendisi koyacakmış diye dalga geçiyor bizimle. O kadar zor ki isim bulmak sana.  İsminle yaşayacaksın bir ömür boyu. Her zaman sana yakışan bir şey olmalı diyoruz. Bebekken de, çocukken de, gençken de, yetişkin bir bey olduğunda da... Eninde sonunda bir şeyelere karar vereceğiz ama dur bakalım biraz daha. Şimdilik "Bizim Oğlan" ya da "Kıpırcan" olarak kal bakalım.
     Koskoca 9 günlük bayram tatili vardı geçtiğimiz hafta. Nasıl geçtiğini anlamadık diyebilirim. Biraz gezdik, biraz evle ilgilendik derken bir baktık ki hooop pazartesi olmuş ve biz yine okulun yolunu tutmuşuz babacıkla. Ama iyi geldi bu tatil yine de bize. Deden ve baban birlikte evimizin koridorunu boyadılar, bizde dayın ve Laloş'la birlikte senin odanın duvarına yapacağımız resmin bir kısmını boyadık. Henüz tamamlanmadı ama bu haliyle bile çok güzel oldu.


     Bu arada senin için alışveriş yapmaya devam ediyoruz. gardolabına maviş bir tulum ve minik çoraplar, gömlek yakalı çıtçıtlı body ve kapşonlu, örgü ceketli bir gömlek daha ekledik. Babacıkla benim favorim gri örgü ceketli gömlek. Senin yakışıklı olacağından zaten eminim ama bebekliğinden itibaren karizmatik olman içinde elimden geleni yapmaya çalışıyorum bebişim. :))





NOT: Bugün hamile pantolunumu giydiğimde belini göğsümün altına kadar çekerken aynı zamanda seni de soğuktan koruma altına aldığımı düşündüm ve çok güldüm. Çünkü bebeğimi, oğluşumu koruyor olmak düşüncesi çok hoşuma gitti. Artık gerek sık tuvalete çıkmak, gerekse sırt, bel, kasık ağrıları gibi çeşitli konularda beni epeyce zorlamaya başladıysan da seni şimdiden çok seviyorum. Yüzünü görmesem de minik kıpırtıların sayesinde varlığını her an hissediyorum. Ayrıca babacık'ın bana olan desteğini de söylemeden geçemeyeceğim. Ben onun gibi bir eşe sahip olduğum için çok şanslıyım. Eminim sende babacık'ı tanıdıkça onun gibi bir baban olduğu için benimle aynı şeyleri düşüneceksin.

Aaaaa' Bu arada,
Kavuşmamıza 78 gün kaldı :)

7 Ekim 2013 Pazartesi

İlk Konser

Merhaba Bebeğim,
4 Ekim Çiğdem teyzenin doğum günüydü.Bizde ona süpriz yapmak için Ozeu Venue'deki Gripin konserine gittik. Çok eğlenceli güzel bir akşam geçirdik. Senin de rahatın yerindeydi sanırım ki pek hareket etmedin. O kadar gürültüde nasıl uyudun bilmiyorum :)
O gece düşündüm ki bizim şimdi dinlediğiniz gruplar sen büyüdüğün zaman eskimiş olacaklar ve sen "eskiden annemler bunları dinlerlermiş" diyeceksin. Seninle birlikte biraz daha büyüyoruz galiba bizde.
Ve sen doğduktan sonra büyüdükçe bizde yaşlanacağız galiba minik şey. :) Ne garip di mi?
Senin için yaptığımız hazırlıklar pek hızlı olmasa da hala devam ediyor. Ve sen gelene kadar da pek tamamlanamayacaklar gibi. Kıyafetlerini çıkarıp cici askılarınla dolabına astık anneannenle birlikte geçen gün. Sürekli onlara bakmak, seni onların içinde hayal etmek ve neyimiz var neyimiz yok görmek istiyorum çünkü.
Yine bu hafta sonu annemle konuşurken benim bebekliğimden battaniye, kundak, nevresim gibi birkaç parça eşyayı hala sakladığını ve bunları senin de kullanma için getireceğini söyledi. Düşünsene bundan tam 28 yıl önce benim bebekken kullandığım eşyalarımı benim bebeğim kullanacak. Ben yine küçükken turuncu saçlı kocaman, erkek ama çok tipsiz bir bebeğim vardı. Ve ben annemin sakladığı bebeklik giysilerimi ona giydirir evcilik oynardım. Şimdi ise gerçekten bebeğim oluyor ve ben seni büyütücem, seninle birlikte büyüyeceğim. Pek itiraf edemesem de çok heyecanlıyım. Her şeyin kusursuz olmasını istemem ya da sürekli şunu alalım, bunu yapalım diye başta babacık olmak üzere etrafımdakilerin başının etini yemem bundan belki de. Kendimi bu şekilde oyalıyor ve heyecanımı gizlemeye çalışıyorum.
Seni meraklı ve heyecanla bekliyoruz bitanem.

Kavuşmamıza 93 gün kaldı.

1 Ekim 2013 Salı

Benim Kıpırdak Oğlum

Merhaba bitanem,
Dün akşam TV izlememe bile izin vermeden beni tekne yağmuruna tutuğunu söylemek istedim. O kadar çok kıpırdadın ki birkaç kez kalkıp evin içinde yürümek zorunda kaldım. Belki yer değiştirmeye çalışıyorsun, belki de sadece sıkıldın bilmiyorum. Ama çok fazla hareket ettiğini söyleyebilirim. Babacık ta "sıkıştı oğlum, bak gördün mü ayağa kalk biraz" diyip, karnımı (yani seni) okşayıp durdu. Anlayacağın bize eğlence çıkardın yine. :)
Geçtiğimiz hafta Kasım deden odanı beyaza boyadı. Ve pazar günü Baban, Ben, Dayın, Kasım deden ve Anneannenle birlikte daha önceden aldığımız mobilyaları kurduk, odanı temizledik ve süsledik. Henüz her şey tamamlanmış değil ama bu hali bile bence çok güzel oldu. Yapılacak daha o kadar çok şey var ki. Umarım sen gelmeden hepsini bitirebiliriz. Bugün çıkışta anneannenler beni okuldan alacaklar ve kaldığımız yerden evin işlerini tamamlamaya devam edeceğiz.
Dün akşam babacık'a doğumun sırasında yanımızda olup olmayacağını sordum. Doktor amca eğer isterse yanımıza gelebileceğini söylemişti. Babacık " Sizi yanlız bırakmayacağım."dedi. Düşünsene, senin dünyaya gözlerini açtığın ilk andan itibaren hep birlikte olacağız. Baban, ben ve sen... 
Bir de Dark'ımız var tabi ki. Bizim küçük ama mutlu ailemiz :))

Bu arada senden önce 58 kilo olan annen, şu sıralar tartıda 68 kiloyu görüyor. Senin yaklaşık bir kilo olduğunu düşünürsek fazladan aldığım 9 kilo şimdiden benim canımı sıkmaya başladı bile. Gerçi doğumundan sonra senin peşinden koştukça bu kiloları vereceğimi söylüyor herkes ama bakalım, görücez. Sen sağlıkla dünyaya gel de annecim gerisi çok da önemli değil.
 
Bizim heyecanımız gitgide artıyor oğluşum. Ya sen nasıl hissediyorsun? Gerçekten bilebilmeyi çok isterdim.
Bugün sonbahar yağmurtları başladı İzmir'de. Hava karanlık, gök gürültülü, fakat ılık ve usul usul bir yağmur var. Miss gibi toprak kokuyor, bütün tozlardan yıkanıp paklanıyor İzmir'imiz.Ve biz seninle birlikte pencereden dışarıyı izliyoruz.

Kavuşmamıza 99 gün kaldı.
Artık iki basamaklı sayılara düştük :))