26 Kasım 2013 Salı

34+0 dayız.

Merhaba bebeğim,
Artık kocaman oldun biliyorum. Seni karnımda taşırken yavaş yavaş zorlanmaya, sık sık ciğerlerime yaptığın baskıdan dolayı nefessiz kalmaya ve zaman zaman ufak sancılar ve ağrılar yaşamaya başladım çünkü. Olsun ama bunların seni kucağımıza alacağımız günün yaklaştığının habercisi olduğunu biliyorum çünkü. Bu haftada vücudunu kaplayan tüyler yavaş yavaş yok oluyorlarmış. Eğer şimdi doğsaymışsın minik kıllı bir maynun olacakmışsın. :)) Artık akciğerlerin dışında her şeyin oluşumunu tamamlamış. Sadece onların gelişmesini bekliyormuşsuz. Bunun içinde en az 2 haftaya daha ihtiyacımız var. Unutma ve biraz daha bekle tamam mı? Zaten son ana kadar beklemeyi tercih etsen bile sadece 42 günümüz kaldı haberin olsun.

Bu aralar sık sık yazamadım yine sana. Çok çok yoğun günler yaşadık. Kemal amcanla Ece teyzenin düğünü vardı 16 Kasım'da. Onun için seninle birlikte Antalya'ya gittik. Giderken uçağa bindik. Bu senin benim karnımdaki ikinci uçak yolculuğun. İlki yine Antalya'yaydı. Hiç bir zorluk yaşamadık. Ama dönüşte arabayla döndük ve malesef bu yolculuk hem bizim hem de bizlerle birlikte Özlem teyzen, Hüseyin amcan ve Nehir için de çok uzun ve yorucu oldu. Döndükten sonra 4 günde ancak kendimize gelebildik. Düğün ise çok güzeldi, peri masalı gibi. Önce bir dünyaya gel, sonra biraz büyü detayları o zaman sana anlatırız.Düğünün ertesi günüyola çıkmadan önce Ece teyzen annesinin bizler için bohçaları verdi. Ve seni de unutmamışlar bitanem. Bizim bohçadan senin mevlüt de giymen için bir smokin çıktı :))

Geçtiğimiz haftasonu ise pat diye bizim yeni evliler ve Dayı çıkageldiler. Birlikte 3 güzel gün geçirdik ve senin doğumunda tekrar görüşmek üzere onları geri yolculadık. Burdayken Ece teyzen sana alt açma minderini, emzik ve emzik kabını ve de minnak biberonunu aldı.

Seninle ve evimizle ilgili hazırlıklarımız bitti gibi artık. Evimizin eksik mobilyalarını Kemal deden ve Kasım deden birlikte tamamladılar. Senin odan ufak tefek detaylar hariç tamamen hazır. Eşyalarında öyle. Sadece kıyafetlerin yıkanmadı ve hastene çantamızı hazırlayıp kapının önüne koymadık daha. Sanırım önümüzdeki hafta onları da hallederiz anneannenle.

İşte böyle. Umarım bir şeyleri atlamamışımdır anlatırken. Son günlerde daha sık yazmak hislerimi de anlatmak istiyorum sana. Ama bakalım. Kısmet di mi?

12 Kasım 2013 Salı

32+0. hafta

Günaydın bebeğim;
Bugün her zamankinden daha fazla heyecanlıyım. Bu sabah kalktım. Banyomu yaptım, giyindim, süslendim ve okula geldim. Saat 12 gibi deden gelip bizi alacak ve doktorumuza gideceğiz. Bugüne kadar seni izlediğimiz ultrasondan daha farklı bir cihazla sana bakacağız çünkü. Seni hep küçük bir kuru kafa olarak görmüştük bugüne kadar. Ama bu makine doğduğun zaman nasıl bir bebek olacaksan o halini görsterecek bize. Minnicik burnunu, tombul yanaklarını, ağzını, gözlerini net bir şekilde görebileceğiz. İş sadece sende bitiyor artık. Bugüne kadar sıkça yaptığın gibi gizlenmez, bize poponu dönmezsen eğer, seni görebilecek, hatta karnımın içindeki halinin video kaydını alabileceğiz. 
Bugün Anneciği üzme olur mu? 
Seni gerçekten çok merak ediyorum bebeğim.

Ayrıca tam 32 haftayı bitirdik seninle birlikte takvimsel olarak. 32 koca hafta. Tam 8 ay eder. 8 aydır benim bir parçamsın sen. Yaptığım her şeyde, attığım her adımda hep bunu düşündüm. Bebeğim için iyi olur mu dedim hep. Ve senin için, senin sağlıklı gelişebilmen, büyüyebilmen için bir çok şeyden vazgeçtim hep. En basiti aylardır oje sürmüyorum, saçımı boyamıyorum (hata kestirmiyorum bile gerçi bu bir batıl inanç ama olsun), midye-kokreç gibi yiyeceklere yaklaşmıyorum ki her ikisini de çok severim, istediğim gibi giyinemiyorum, eskisi gibi hoplayıp zıplayıp ortalarda dolaşamıyorum....... Sadece ben vazgeçtim dersem babacığa haksızlık etmiş olurum gerçi. O da bu 8 ay içinde benim yüzümden çok çekti, zavallıcık. Ama her şeyi senin için yapıyoruz oğlum. Sen sadece sağlıkla gel dünyaya. Tek istediğimiz bu.

Eksiklerimiz bitti mi, her şey hazır mı dersen eğer malesef bitanem. Hala eksiklerimizi tamamlayamadık. Bunları düşündükçe annenin canı daha çok sıkılıyor. Bu haftasonu Kemal amca'nın düğünü var. Antalya'ya onun için gidip geldikten sonra 2 hafta veriyorum kendime. 2 hafta içinde evin ve senin tüm eksikliklerini tamamlayıp, sadece şekerdi, sepetti ıvır zıvır işlerle uğraşıp, senin bıdık kıyafetlerini yıkayıp ütüleyerek seni beklemek istiyorum evimizde. 

Sadece son 4 haftamız var. 4 hafta daha dünyaya gelmek için acele etmezsen eğer gelişimini tamamen tamamlamış olacaksın. Ondan sonra biz ne zaman istersen seni bekliyor olacağız. Sakın acele etme olur mu?

Bebeğim programının dediğine göre en fazla 56 günümüz kalmış.
Hadi bakalım.

1 Kasım 2013 Cuma

30.hafta + 2 gün

Doktor kontrolümüz vardı bugün. 
1680 gr olmuşsun tosuncuk.

Senin için hediyeler gelmeye devam ediyor.

Bu eşekcik odanın kapısı çarpmasın diye. Laloş'tan hediye.



Yukarıdaki oyuncaklar, eşofman altları ve tulum anneannenden...


Bu ciciler ise Fehmiye nenen'den. 
Son fotoğraftaki bere ve lifi kendi elleriyle örmüş senin için.

Veee en son hediyen dayından.
Doğuştan Fenerli oğluşum'a minik bir hediye...
Dayınla birlikte maç izlediğinizin hayallerini kurduk hep.
İnşallah.


Çok heyecanlı, sadece 68 gün kaldı :))

23 Ekim 2013 Çarşamba

29+0 . hafta




Bugün tam 29 koca haftayı geride bıraktık seninle. Yolculuğumuzun 4'te 3'ü bitti bile. Bugüne kadar bizi zaman zaman korkutsan da hiç üzmedin. Kalan son haftalarda da uslu bir bebek ol. Tamam mı oğluşum?

22 Ekim 2013 Salı

Tatil Dönüşü

     Naber Bizim Oğlan;
     Baban sana bu ismi koydu sonunda. Adını soran herkese "biz Bizim Oğlan diyoruz" diyor. Anneannen ise kendi kararlarını kendisi vereceği için 18 yaşına gelince adını kendisi koyacakmış diye dalga geçiyor bizimle. O kadar zor ki isim bulmak sana.  İsminle yaşayacaksın bir ömür boyu. Her zaman sana yakışan bir şey olmalı diyoruz. Bebekken de, çocukken de, gençken de, yetişkin bir bey olduğunda da... Eninde sonunda bir şeyelere karar vereceğiz ama dur bakalım biraz daha. Şimdilik "Bizim Oğlan" ya da "Kıpırcan" olarak kal bakalım.
     Koskoca 9 günlük bayram tatili vardı geçtiğimiz hafta. Nasıl geçtiğini anlamadık diyebilirim. Biraz gezdik, biraz evle ilgilendik derken bir baktık ki hooop pazartesi olmuş ve biz yine okulun yolunu tutmuşuz babacıkla. Ama iyi geldi bu tatil yine de bize. Deden ve baban birlikte evimizin koridorunu boyadılar, bizde dayın ve Laloş'la birlikte senin odanın duvarına yapacağımız resmin bir kısmını boyadık. Henüz tamamlanmadı ama bu haliyle bile çok güzel oldu.


     Bu arada senin için alışveriş yapmaya devam ediyoruz. gardolabına maviş bir tulum ve minik çoraplar, gömlek yakalı çıtçıtlı body ve kapşonlu, örgü ceketli bir gömlek daha ekledik. Babacıkla benim favorim gri örgü ceketli gömlek. Senin yakışıklı olacağından zaten eminim ama bebekliğinden itibaren karizmatik olman içinde elimden geleni yapmaya çalışıyorum bebişim. :))





NOT: Bugün hamile pantolunumu giydiğimde belini göğsümün altına kadar çekerken aynı zamanda seni de soğuktan koruma altına aldığımı düşündüm ve çok güldüm. Çünkü bebeğimi, oğluşumu koruyor olmak düşüncesi çok hoşuma gitti. Artık gerek sık tuvalete çıkmak, gerekse sırt, bel, kasık ağrıları gibi çeşitli konularda beni epeyce zorlamaya başladıysan da seni şimdiden çok seviyorum. Yüzünü görmesem de minik kıpırtıların sayesinde varlığını her an hissediyorum. Ayrıca babacık'ın bana olan desteğini de söylemeden geçemeyeceğim. Ben onun gibi bir eşe sahip olduğum için çok şanslıyım. Eminim sende babacık'ı tanıdıkça onun gibi bir baban olduğu için benimle aynı şeyleri düşüneceksin.

Aaaaa' Bu arada,
Kavuşmamıza 78 gün kaldı :)

7 Ekim 2013 Pazartesi

İlk Konser

Merhaba Bebeğim,
4 Ekim Çiğdem teyzenin doğum günüydü.Bizde ona süpriz yapmak için Ozeu Venue'deki Gripin konserine gittik. Çok eğlenceli güzel bir akşam geçirdik. Senin de rahatın yerindeydi sanırım ki pek hareket etmedin. O kadar gürültüde nasıl uyudun bilmiyorum :)
O gece düşündüm ki bizim şimdi dinlediğiniz gruplar sen büyüdüğün zaman eskimiş olacaklar ve sen "eskiden annemler bunları dinlerlermiş" diyeceksin. Seninle birlikte biraz daha büyüyoruz galiba bizde.
Ve sen doğduktan sonra büyüdükçe bizde yaşlanacağız galiba minik şey. :) Ne garip di mi?
Senin için yaptığımız hazırlıklar pek hızlı olmasa da hala devam ediyor. Ve sen gelene kadar da pek tamamlanamayacaklar gibi. Kıyafetlerini çıkarıp cici askılarınla dolabına astık anneannenle birlikte geçen gün. Sürekli onlara bakmak, seni onların içinde hayal etmek ve neyimiz var neyimiz yok görmek istiyorum çünkü.
Yine bu hafta sonu annemle konuşurken benim bebekliğimden battaniye, kundak, nevresim gibi birkaç parça eşyayı hala sakladığını ve bunları senin de kullanma için getireceğini söyledi. Düşünsene bundan tam 28 yıl önce benim bebekken kullandığım eşyalarımı benim bebeğim kullanacak. Ben yine küçükken turuncu saçlı kocaman, erkek ama çok tipsiz bir bebeğim vardı. Ve ben annemin sakladığı bebeklik giysilerimi ona giydirir evcilik oynardım. Şimdi ise gerçekten bebeğim oluyor ve ben seni büyütücem, seninle birlikte büyüyeceğim. Pek itiraf edemesem de çok heyecanlıyım. Her şeyin kusursuz olmasını istemem ya da sürekli şunu alalım, bunu yapalım diye başta babacık olmak üzere etrafımdakilerin başının etini yemem bundan belki de. Kendimi bu şekilde oyalıyor ve heyecanımı gizlemeye çalışıyorum.
Seni meraklı ve heyecanla bekliyoruz bitanem.

Kavuşmamıza 93 gün kaldı.

1 Ekim 2013 Salı

Benim Kıpırdak Oğlum

Merhaba bitanem,
Dün akşam TV izlememe bile izin vermeden beni tekne yağmuruna tutuğunu söylemek istedim. O kadar çok kıpırdadın ki birkaç kez kalkıp evin içinde yürümek zorunda kaldım. Belki yer değiştirmeye çalışıyorsun, belki de sadece sıkıldın bilmiyorum. Ama çok fazla hareket ettiğini söyleyebilirim. Babacık ta "sıkıştı oğlum, bak gördün mü ayağa kalk biraz" diyip, karnımı (yani seni) okşayıp durdu. Anlayacağın bize eğlence çıkardın yine. :)
Geçtiğimiz hafta Kasım deden odanı beyaza boyadı. Ve pazar günü Baban, Ben, Dayın, Kasım deden ve Anneannenle birlikte daha önceden aldığımız mobilyaları kurduk, odanı temizledik ve süsledik. Henüz her şey tamamlanmış değil ama bu hali bile bence çok güzel oldu. Yapılacak daha o kadar çok şey var ki. Umarım sen gelmeden hepsini bitirebiliriz. Bugün çıkışta anneannenler beni okuldan alacaklar ve kaldığımız yerden evin işlerini tamamlamaya devam edeceğiz.
Dün akşam babacık'a doğumun sırasında yanımızda olup olmayacağını sordum. Doktor amca eğer isterse yanımıza gelebileceğini söylemişti. Babacık " Sizi yanlız bırakmayacağım."dedi. Düşünsene, senin dünyaya gözlerini açtığın ilk andan itibaren hep birlikte olacağız. Baban, ben ve sen... 
Bir de Dark'ımız var tabi ki. Bizim küçük ama mutlu ailemiz :))

Bu arada senden önce 58 kilo olan annen, şu sıralar tartıda 68 kiloyu görüyor. Senin yaklaşık bir kilo olduğunu düşünürsek fazladan aldığım 9 kilo şimdiden benim canımı sıkmaya başladı bile. Gerçi doğumundan sonra senin peşinden koştukça bu kiloları vereceğimi söylüyor herkes ama bakalım, görücez. Sen sağlıkla dünyaya gel de annecim gerisi çok da önemli değil.
 
Bizim heyecanımız gitgide artıyor oğluşum. Ya sen nasıl hissediyorsun? Gerçekten bilebilmeyi çok isterdim.
Bugün sonbahar yağmurtları başladı İzmir'de. Hava karanlık, gök gürültülü, fakat ılık ve usul usul bir yağmur var. Miss gibi toprak kokuyor, bütün tozlardan yıkanıp paklanıyor İzmir'imiz.Ve biz seninle birlikte pencereden dışarıyı izliyoruz.

Kavuşmamıza 99 gün kaldı.
Artık iki basamaklı sayılara düştük :))

27 Eylül 2013 Cuma

25. hafta doktor kontrolü ve yeni cicilerimiz

Merhaba Küçük Adam;
      Dün yine doktor kontrolümüz vardı. Bu kez doktor amcayı sadece sen ve ben birlikte ziyaret ettik. Her ne kadar dün 25 hafta 1 günlük olsan da doktor amca senin 26 haftalık olduğunu söyledi. Boyun 35 cm, ağırlığın ise 850 gr. olmuş. Sağlığın gayet iyi ve karnımın içinde her şey yolundaymış. Sadece bize tüm ultrason boyunca sırtını döndüğün için yüzünü göremedik. Bu durum babacıkın pek hoşuna gitmedi tabi ki. Çünkü hepimiz son zamanlarda senin neye benzediğini çok merak ediyoruz.
     Doktor amca senin Ocak ayına kalmadan Aralık sonunda gelebileceğini söyledi. Hiç belli olmaz ona göre hazırlanın diye de ekledi. Aslında Ocak doğumlu olman senin için daha iyi olurdu ama bakalım. Sağlıkla gel de başka bir şey istemiyoruz. 
     Benim küçük adamım. Seni çok merak ediyorum. Senin için alınan eşyalar biriktikçe, yapılan hazırlıklar hızla devam ettikçe gitgide daha çok heyecanlanıyor ve zaman bir an önce geçsin gitsin istiyorum. Bu arada hiç eksiğimiz kalmasın ki sen geldiğinde aklımda sadece sen ol, ilk günlerinin tadını birlikte çıkaralım istiyorum. Çünkü hemen hemen herkesin söylediği şey zamanın nasıl geçtiğini, çocuklarının nasıl büyüdüğünü bir türlü anlamadıkları.
      Bense babanla birlikte senin her anını doyasıya yaşamak ve her şeyi aklıma kazımak istiyorum bebişim.

   Burçin teyze'nin minik meleği Arya tekrar hasta olduğu için hastane'de yatıyor. Dün anneanne ve dedenle doktordan sonra onu ziyarete gittik. Arya'cık aslında iyi gibi gözüküyor ama birazcık öksürdüğü için doktorlar iyice iyileşsin de eve öyle gitsin demiş. Bizi kalabalık bir şekilde orda gördüğü için sevindi kuzucuk ve her zaman ki gibi hep gülümsedi .

      Oraya kadar gitmişken Forum'a da uğradık ve anneannen ve Kasım deden sana yeni doğduğunda giymen için minik bir ceket ve ikili takım, bir de birazcık büyüyüp dışarı çıkacağımız zaman giymen için pufidik bir tulum aldılar. Seçim yapmak için epeyce bir zorlandık ama hepsi ayrı ayrı çok ciciler di mi?



Bende bu yumuşacık Winnie The PooH'lu battaniyeye dayanamadım ve aldım :)


    Akşam ise babannen ve Kemal deden bize geldiler. Onlarda ellerinde koca bir poşet getirdiler. Senin için hastane çıkış seti, havlu, Bambi'li battaniye, çıt çıtlı bodyler, organik bir tulum vee ahşap marakas almışlar. Biz babacık'la hepsini çok beğendik. Ve senin adına onlara teşekkür ettik. :)






     Bu arada Dinçer amca'nın oğlu Direnç Ali'nin çarşamba günü mevlüdü vardı. Herkes ordaydı ve çok kalabalıktı :) Oradayken Laloş elimize bir poşet tutuşturdu ve bebişin halasından ilk hediyesi olsun dedi. Poşetten minik bir yelek ve çıtçıtlı body çıktı :)


     Senin için alınan eşyaları ve yapılanları fotoğraflayıp, yazıya dökmeye yetişemiyorum artık desem yeridir. Biraz sonra Kasım dedenle boya almaya gidicez. Odanın boyanıp mobilyaların kurulması lazım çünkü. Ortalık poşetlerden geçilmez olmaya başladı da :))
Aramıza katılmana 103 gün kaldı.
 Belki de daha az bilemiyorum artık :))

23 Eylül 2013 Pazartesi

Mobilya Alış Verişi

Sonunda odan için alış veriş yaptık. Bu eşyaları erkenden aldık ki sen gelene kadar üzerlerinde ki boya kokusu geçip gitsin. Odan sadece sen koksun :))
Pazar günü dayın, baban ve ben sabah erkenden 10 gibi IKEA'ya gittik. Önce sabah kahvaltımız yaptık ve 11 gibi alış verişe başladık. Mağazadan çıktığımızda ise saat tam olarak 18'di. Yaklaşık 8 saatimizi geçirdik IKEA'da. :)) Aldığımız her şeyin birbirleriyle uyumlu olmasını istedik ve evet, biraz fazla ince eleyip sık dokuduk. Ama bizce deydi. Üçümüzde senin için seçtiklerimize bay-ıl-dık.
Neler mi aldık sana? Bir beşik, bir gardrop, perde, halı, gökyüzü deseninde bir avize, raflar, çerçeveler, minik oyuncaklar ve bir kaç aksesuar. Daha da alacak birkaç şeyimiz var aslında. Ama stoklarında kalmamış. Sen dünyaya gelene kadar hepsini tamamlarız artık diye düşündük.
Bir an önce eşyalarımızı yerleştirmemiz lazım, çünkü dayın senin için odanın duvarlarına resim yapacak. Minik bir orman olacak odan. Benim minik prensimin ormanı :))
Odan yarleşsin mutlaka bir fotoğrafını ekleyeceğim buraya.
Belki hiç hatırlamayacaksın ama yıllar sonra bile fotoğrafı elinde olsun isterim.
Seni çok seviyoruz bebeğim.

19 Eylül 2013 Perşembe

Sabah alarmıyla ailecek uyandık

Günaydın oğluşum,
Bu sabah babanın telefonunun alarmının çalmasıyla birlikte ilk önce sen uyandın dolayısıyla sonra da ben. Ve her zaman ki gibi kıpır kıpır hareketlerine başladın. Ben de hemen bunu babacık'a söyledim ve o da heyecanla gözlerini açıp elini karnımın üzerine koydu. Seni çok çok sevdi, öptü, günaydın oğlum dedi. Sen de bir kaç tekmeyle ona karşılık verdin. 
Belki de kendine gelmek için geriniyordur, sabah sporu yapıyordur, babası kılıklı gibi yorumlar yaptık senin hakkında babacıkla.
Her ne kadar henüz kucağımızda olmasanda varlığını bana ve babana her an hissettirmeyi başarıyorsun bitanem.
Günümüz sayende güzel ve keyifli başladı.
Bugün hep böyle devam eder inşallah :))

24.hafta

Oğluşum,
Karnımın içinde hızla büyümeye devam ediyorsun. Her geçen gün kıpırtılarını daha fazla hissediyorum. 
Bu arada okullar açıldı ve ben çalışmaya başladım. Seninle birlikte hergün okula gidip geliyoruz ve çok yoruluyoruz. Öğleden sonra karnım iyice geriliyor, kaburgalarımın altına ve sırtıma ağrılar giriyor, bacaklarım ve ayaklarım şişiyor. Eve döndüğümüzde benim hiçbir şey yapacak halim olmuyor. Genellikle babacık eve gelmeden önce birkaç saat uyuyorum. Sanırım o zaman sende yorgun oluyorsun. Çünkü çok fazla hareket etmeyi tercih etmiyorsun. Doktorumuz artık riskli bir durumumuz olmadığını söyledi ama bir kez böyle bir durum yaşadığımız için yine bir şey olur mu diye endişelendiğim için çok uzun süre ayakta kalmamaya, kendimi çok yormamaya dikkat ediyorum. Ve yaşadığım bir takım ağrılar zaman zaman beni korkutmaya yetiyor. 26 eylül'de doktor randevumuz var. Bakalım seninle ilgili neler duyacağız ufaklık :)
Aaaa, bi de son bir kaç gündür babacık ve ben benim bacaklarıma giren kramplar nedeniyle attığım çığlıklar yüzünden geceleri bir iki kez uyanmak zorunda kalıyoruz. Bunun normal olduğunu söylüyorlar ama biliyor musun canım çok yanıyor. Ve ertesi gün krampın girdiği yerdeki ağrıyla birlikte dolaşmaya devam ediyorum malesef  :(

Her şeye rağmen yavaş yavaş seni göreceğim gün için heyecanlanmaya biraz da sabırsızlanmaya başladım. Senin için sürekli yeni birşeyler almak, odanı hazırlamak ve yanımıza geleceğin günü eksiksiz beklemek istiyorum. Daha çok eksiğimiz var ve senin için yapacağımız her şeyi babacıkla birlikte seçmek istiyorum ama ben yinede dayanamadım ve o olmadan ufak ufak birkaç parça şey aldım bile senin için. Neyse ki o da hepsini çok beğendi. Ama beğenilmeyecek gibi değiller ki. Baksana...
 Doğduğunda ilk giyeceğin kıyafetlerin
 40 gezmesine gideceğimiz zaman giyeceğin takımın
Minik kanarya tulumun
 Veee minnak çorapların.


     Bu arada doktor bize artık iyisiniz dedi ya bizde biraz gezdik babacık ve Dark'la. İki hafta önce Çanakkale gezisi yaparak Hülya teyze ve Ali amcayı ziyaret ettik.



 Hülya teyze sana hediye olarak bu tulumu almış. O kadar minik ki onu da doğduğun zaman hemen giyebileceksin.


Ayrıca geçtiğimiz haftasonu babacık çalıştığı için ben de dedenle birlikte Ödemiş'e gittim. Anneannen Serpil teyzeye dikiş dikerken yardım etmek için daha önceden gitmişti zaten. Serpil teyze de yukarıdaki bodyleri ve kıyafetlerin için saten askıları aldı sana. Ne şanslısın, daha dünyaya gelmeden hediyelere başladın :)

         Bu fotoğraf 4 gün önce pazar gününe ait bitanem. Senin ve benim durumum aynı fotoğraftaki gibi. 24.hafta biterken anne toplam 8 kilo aldı ve içinde seninde olduğun kocaman bir karnı var artık.
:)))
Kavuşmamıza 111 gün kaldı.


31 Ağustos 2013 Cumartesi

Babacık'a bi tekme

Bebeğim,
Dün seninle yaptığımız konuşma işe yaradı anladığım kadarıyla. Akşam yatarken babacık ilk kez bu kadar net bir şekilde hissetti senin tekmeleri. Sevinçten "heeeyyyt be" diye bağırdığını duymuşsundur ama gözlerindeki ışıltıyı da görmeni isterdim.
Neyse bir ömür boyu sana o ışıldayan gözlerle bakacağından eminim ben annecim.
Hadi şimdi dinlenelim biraz.

30 Ağustos 2013 Cuma

21.haftanın sonu


Merhaba bebeğim;
Tıpkı Atalarımız gibi seninde Atatürkçü, Cumhuriyetçi, çağdaş ve özgür bir birey olacağından eminim. 
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun bitanem.

Bugün tam olarak 21 hafta 3 günlük oldun. Dün anneannen, Laloş ve Umut'la beraber gittiğimiz kontrolümüzde doktor amcamız senin 460 gr. olduğunu ve boyununda 23cm'e ulaştığını söyledi. Yani artık kocaman oldun. Ama benim karnım hala ortalıkta değil. Sanırım içeride bir yerlere saklanıyorsun. Bu arada karnımın olmamasına rağmen tartıda 64 kilo çıkmamda bir garip doğrusu. Bugüne kadar ben toplamda 6 kilo almışım. :) Umarım sen doğana kadar yusyuvarlak olamam :) Ultrason muaynemizde sen yine bizi pek tınlamadın ve doğru düzgün poz vermedin. Ama gördüğümüz kadarıyla yusyuvarlak bir yüzün ve fındık gibi bir burnun vardı. Eve geldiğimizde Kasım deden ve babana seni anlattığımızda seni göremedikleri için biraz üzüldüler. :) Babacık okula gitmek zorunda olduğu için bundan sonra her kontrolümüze gelemeyecek malesef. :(

Artık çok haraketli bir bebek oldun. Yattığım yerden karnıma baktığımda attığın tekme ve yumrukları sadece hissetmekle kalmıyor, görebiliyorumda :) Yalnız babacık bu konuda pek şanslı değil ne zaman o da senin hareketlerini hissetmek isteyip elini karnıma koysa, sen hınzır bir şekilde hareket etmeyi bırakıyorsun :)))
Ama o yine de her sabah seni öpmeden ve seninle konuşmadan evden çıkmıyor, haberin olsun. Belki ona biraz şans tanıyabilirsin.

Hala senin için hiçbir alış veriş yapmadık. Çünkü çok kararsızız. Önce odana karar verip, onu tamamlayıp, senin ihtiyaçların için alışverişe daha sonra çıkmayı planlıyoruz. Ve tüm bunların hepsini Aralık ayından önce bitirmek istiyoruz. Çünkü hem koca göbekli halimle, hem de soğuk havada mağaza mağaza dolaşmak çok zor olabilir. Ve ben seninle ilgili yapacağımız, alacağımız her şeye babanla beraber karar vermek istiyorum. Ama yinede birkaç parça bir şeyimiz oldu şimdiden.
 Minik beşiğin için lastikli çarşaflar (babanla beraber aldık)
 Ayşe bebek ( Büyük deden Osman'ın hediyesi)
Büyük halan Gülsen'in kuzucuğuma bayram hediyesi

Bu arada dünkü doktor kontrolümüzde birazcık canımız sıkıldı. Şuanda senin içinde bulunduğun kesenin su miktarı biraz azalmış. Bu aslında senin için riskli durum. Doktorumuz kendimi yormamam gerektiğini ve bol bol su içmemi söyledi. Önümüzdeki hafta perşembe günü yine kontrolümüz var. Ve umarım bu kez güzel haberler alırız. 
Senin varlığına yavaş yavaş alışmaya başlarken seni kaybedebilme düşüncesi gerçekten çok kötü.
Birlikte bunu aşabiliriz değil mi annecim?

Kavuşmamıza 131 gün kaldı.

13 Ağustos 2013 Salı

Merhaba Küçük Adam




Bugün sen hayatımıza gireli tam 18 hafta 6 gün oldu.
Her şeyin en başından beri günlük tutmak, gün be gün beraber yaşadıklarımızı, hissettiklerimi yazıya dökmek hep aklımdaydı.
Ama ne yazacağımı, ne söyleyeceğimi bilemedim bir türlü.
Senin var olduğunu doktorumuzdan duyduğumdan beri çok heyecanlıydım aslında ama bir şeyler söyleyebilmem için seni gerçekten hissetmem gerekiyormuş sanırım.
Son birkaç gündür, özellikle yemek yedikten sonra karnımın içinde senin ufak kıpırtılarını hissediyorum. Galiba yemek yemek çok hoşuna gidecek. Tıpkı baban gibi :)


Bu arada bu fotoğraf bizim ailemizin sen gelmeden önceki hali.
Baban, Ben ve Dark.
Sen bu fotoğrafta benim karnımın içindeydin.



Senin varlığın için her geçen gün daha fazla heyecanlanıyor ve sağlıkla aramıza katılman için hep dua ediyoruz.
Birlikte yolu yarıladık bile bebeğim.
Kavuşmamıza 148 gün kaldı.