26 Kasım 2013 Salı

34+0 dayız.

Merhaba bebeğim,
Artık kocaman oldun biliyorum. Seni karnımda taşırken yavaş yavaş zorlanmaya, sık sık ciğerlerime yaptığın baskıdan dolayı nefessiz kalmaya ve zaman zaman ufak sancılar ve ağrılar yaşamaya başladım çünkü. Olsun ama bunların seni kucağımıza alacağımız günün yaklaştığının habercisi olduğunu biliyorum çünkü. Bu haftada vücudunu kaplayan tüyler yavaş yavaş yok oluyorlarmış. Eğer şimdi doğsaymışsın minik kıllı bir maynun olacakmışsın. :)) Artık akciğerlerin dışında her şeyin oluşumunu tamamlamış. Sadece onların gelişmesini bekliyormuşsuz. Bunun içinde en az 2 haftaya daha ihtiyacımız var. Unutma ve biraz daha bekle tamam mı? Zaten son ana kadar beklemeyi tercih etsen bile sadece 42 günümüz kaldı haberin olsun.

Bu aralar sık sık yazamadım yine sana. Çok çok yoğun günler yaşadık. Kemal amcanla Ece teyzenin düğünü vardı 16 Kasım'da. Onun için seninle birlikte Antalya'ya gittik. Giderken uçağa bindik. Bu senin benim karnımdaki ikinci uçak yolculuğun. İlki yine Antalya'yaydı. Hiç bir zorluk yaşamadık. Ama dönüşte arabayla döndük ve malesef bu yolculuk hem bizim hem de bizlerle birlikte Özlem teyzen, Hüseyin amcan ve Nehir için de çok uzun ve yorucu oldu. Döndükten sonra 4 günde ancak kendimize gelebildik. Düğün ise çok güzeldi, peri masalı gibi. Önce bir dünyaya gel, sonra biraz büyü detayları o zaman sana anlatırız.Düğünün ertesi günüyola çıkmadan önce Ece teyzen annesinin bizler için bohçaları verdi. Ve seni de unutmamışlar bitanem. Bizim bohçadan senin mevlüt de giymen için bir smokin çıktı :))

Geçtiğimiz haftasonu ise pat diye bizim yeni evliler ve Dayı çıkageldiler. Birlikte 3 güzel gün geçirdik ve senin doğumunda tekrar görüşmek üzere onları geri yolculadık. Burdayken Ece teyzen sana alt açma minderini, emzik ve emzik kabını ve de minnak biberonunu aldı.

Seninle ve evimizle ilgili hazırlıklarımız bitti gibi artık. Evimizin eksik mobilyalarını Kemal deden ve Kasım deden birlikte tamamladılar. Senin odan ufak tefek detaylar hariç tamamen hazır. Eşyalarında öyle. Sadece kıyafetlerin yıkanmadı ve hastene çantamızı hazırlayıp kapının önüne koymadık daha. Sanırım önümüzdeki hafta onları da hallederiz anneannenle.

İşte böyle. Umarım bir şeyleri atlamamışımdır anlatırken. Son günlerde daha sık yazmak hislerimi de anlatmak istiyorum sana. Ama bakalım. Kısmet di mi?

12 Kasım 2013 Salı

32+0. hafta

Günaydın bebeğim;
Bugün her zamankinden daha fazla heyecanlıyım. Bu sabah kalktım. Banyomu yaptım, giyindim, süslendim ve okula geldim. Saat 12 gibi deden gelip bizi alacak ve doktorumuza gideceğiz. Bugüne kadar seni izlediğimiz ultrasondan daha farklı bir cihazla sana bakacağız çünkü. Seni hep küçük bir kuru kafa olarak görmüştük bugüne kadar. Ama bu makine doğduğun zaman nasıl bir bebek olacaksan o halini görsterecek bize. Minnicik burnunu, tombul yanaklarını, ağzını, gözlerini net bir şekilde görebileceğiz. İş sadece sende bitiyor artık. Bugüne kadar sıkça yaptığın gibi gizlenmez, bize poponu dönmezsen eğer, seni görebilecek, hatta karnımın içindeki halinin video kaydını alabileceğiz. 
Bugün Anneciği üzme olur mu? 
Seni gerçekten çok merak ediyorum bebeğim.

Ayrıca tam 32 haftayı bitirdik seninle birlikte takvimsel olarak. 32 koca hafta. Tam 8 ay eder. 8 aydır benim bir parçamsın sen. Yaptığım her şeyde, attığım her adımda hep bunu düşündüm. Bebeğim için iyi olur mu dedim hep. Ve senin için, senin sağlıklı gelişebilmen, büyüyebilmen için bir çok şeyden vazgeçtim hep. En basiti aylardır oje sürmüyorum, saçımı boyamıyorum (hata kestirmiyorum bile gerçi bu bir batıl inanç ama olsun), midye-kokreç gibi yiyeceklere yaklaşmıyorum ki her ikisini de çok severim, istediğim gibi giyinemiyorum, eskisi gibi hoplayıp zıplayıp ortalarda dolaşamıyorum....... Sadece ben vazgeçtim dersem babacığa haksızlık etmiş olurum gerçi. O da bu 8 ay içinde benim yüzümden çok çekti, zavallıcık. Ama her şeyi senin için yapıyoruz oğlum. Sen sadece sağlıkla gel dünyaya. Tek istediğimiz bu.

Eksiklerimiz bitti mi, her şey hazır mı dersen eğer malesef bitanem. Hala eksiklerimizi tamamlayamadık. Bunları düşündükçe annenin canı daha çok sıkılıyor. Bu haftasonu Kemal amca'nın düğünü var. Antalya'ya onun için gidip geldikten sonra 2 hafta veriyorum kendime. 2 hafta içinde evin ve senin tüm eksikliklerini tamamlayıp, sadece şekerdi, sepetti ıvır zıvır işlerle uğraşıp, senin bıdık kıyafetlerini yıkayıp ütüleyerek seni beklemek istiyorum evimizde. 

Sadece son 4 haftamız var. 4 hafta daha dünyaya gelmek için acele etmezsen eğer gelişimini tamamen tamamlamış olacaksın. Ondan sonra biz ne zaman istersen seni bekliyor olacağız. Sakın acele etme olur mu?

Bebeğim programının dediğine göre en fazla 56 günümüz kalmış.
Hadi bakalım.

1 Kasım 2013 Cuma

30.hafta + 2 gün

Doktor kontrolümüz vardı bugün. 
1680 gr olmuşsun tosuncuk.

Senin için hediyeler gelmeye devam ediyor.

Bu eşekcik odanın kapısı çarpmasın diye. Laloş'tan hediye.



Yukarıdaki oyuncaklar, eşofman altları ve tulum anneannenden...


Bu ciciler ise Fehmiye nenen'den. 
Son fotoğraftaki bere ve lifi kendi elleriyle örmüş senin için.

Veee en son hediyen dayından.
Doğuştan Fenerli oğluşum'a minik bir hediye...
Dayınla birlikte maç izlediğinizin hayallerini kurduk hep.
İnşallah.


Çok heyecanlı, sadece 68 gün kaldı :))

23 Ekim 2013 Çarşamba

29+0 . hafta




Bugün tam 29 koca haftayı geride bıraktık seninle. Yolculuğumuzun 4'te 3'ü bitti bile. Bugüne kadar bizi zaman zaman korkutsan da hiç üzmedin. Kalan son haftalarda da uslu bir bebek ol. Tamam mı oğluşum?

22 Ekim 2013 Salı

Tatil Dönüşü

     Naber Bizim Oğlan;
     Baban sana bu ismi koydu sonunda. Adını soran herkese "biz Bizim Oğlan diyoruz" diyor. Anneannen ise kendi kararlarını kendisi vereceği için 18 yaşına gelince adını kendisi koyacakmış diye dalga geçiyor bizimle. O kadar zor ki isim bulmak sana.  İsminle yaşayacaksın bir ömür boyu. Her zaman sana yakışan bir şey olmalı diyoruz. Bebekken de, çocukken de, gençken de, yetişkin bir bey olduğunda da... Eninde sonunda bir şeyelere karar vereceğiz ama dur bakalım biraz daha. Şimdilik "Bizim Oğlan" ya da "Kıpırcan" olarak kal bakalım.
     Koskoca 9 günlük bayram tatili vardı geçtiğimiz hafta. Nasıl geçtiğini anlamadık diyebilirim. Biraz gezdik, biraz evle ilgilendik derken bir baktık ki hooop pazartesi olmuş ve biz yine okulun yolunu tutmuşuz babacıkla. Ama iyi geldi bu tatil yine de bize. Deden ve baban birlikte evimizin koridorunu boyadılar, bizde dayın ve Laloş'la birlikte senin odanın duvarına yapacağımız resmin bir kısmını boyadık. Henüz tamamlanmadı ama bu haliyle bile çok güzel oldu.


     Bu arada senin için alışveriş yapmaya devam ediyoruz. gardolabına maviş bir tulum ve minik çoraplar, gömlek yakalı çıtçıtlı body ve kapşonlu, örgü ceketli bir gömlek daha ekledik. Babacıkla benim favorim gri örgü ceketli gömlek. Senin yakışıklı olacağından zaten eminim ama bebekliğinden itibaren karizmatik olman içinde elimden geleni yapmaya çalışıyorum bebişim. :))





NOT: Bugün hamile pantolunumu giydiğimde belini göğsümün altına kadar çekerken aynı zamanda seni de soğuktan koruma altına aldığımı düşündüm ve çok güldüm. Çünkü bebeğimi, oğluşumu koruyor olmak düşüncesi çok hoşuma gitti. Artık gerek sık tuvalete çıkmak, gerekse sırt, bel, kasık ağrıları gibi çeşitli konularda beni epeyce zorlamaya başladıysan da seni şimdiden çok seviyorum. Yüzünü görmesem de minik kıpırtıların sayesinde varlığını her an hissediyorum. Ayrıca babacık'ın bana olan desteğini de söylemeden geçemeyeceğim. Ben onun gibi bir eşe sahip olduğum için çok şanslıyım. Eminim sende babacık'ı tanıdıkça onun gibi bir baban olduğu için benimle aynı şeyleri düşüneceksin.

Aaaaa' Bu arada,
Kavuşmamıza 78 gün kaldı :)

7 Ekim 2013 Pazartesi

İlk Konser

Merhaba Bebeğim,
4 Ekim Çiğdem teyzenin doğum günüydü.Bizde ona süpriz yapmak için Ozeu Venue'deki Gripin konserine gittik. Çok eğlenceli güzel bir akşam geçirdik. Senin de rahatın yerindeydi sanırım ki pek hareket etmedin. O kadar gürültüde nasıl uyudun bilmiyorum :)
O gece düşündüm ki bizim şimdi dinlediğiniz gruplar sen büyüdüğün zaman eskimiş olacaklar ve sen "eskiden annemler bunları dinlerlermiş" diyeceksin. Seninle birlikte biraz daha büyüyoruz galiba bizde.
Ve sen doğduktan sonra büyüdükçe bizde yaşlanacağız galiba minik şey. :) Ne garip di mi?
Senin için yaptığımız hazırlıklar pek hızlı olmasa da hala devam ediyor. Ve sen gelene kadar da pek tamamlanamayacaklar gibi. Kıyafetlerini çıkarıp cici askılarınla dolabına astık anneannenle birlikte geçen gün. Sürekli onlara bakmak, seni onların içinde hayal etmek ve neyimiz var neyimiz yok görmek istiyorum çünkü.
Yine bu hafta sonu annemle konuşurken benim bebekliğimden battaniye, kundak, nevresim gibi birkaç parça eşyayı hala sakladığını ve bunları senin de kullanma için getireceğini söyledi. Düşünsene bundan tam 28 yıl önce benim bebekken kullandığım eşyalarımı benim bebeğim kullanacak. Ben yine küçükken turuncu saçlı kocaman, erkek ama çok tipsiz bir bebeğim vardı. Ve ben annemin sakladığı bebeklik giysilerimi ona giydirir evcilik oynardım. Şimdi ise gerçekten bebeğim oluyor ve ben seni büyütücem, seninle birlikte büyüyeceğim. Pek itiraf edemesem de çok heyecanlıyım. Her şeyin kusursuz olmasını istemem ya da sürekli şunu alalım, bunu yapalım diye başta babacık olmak üzere etrafımdakilerin başının etini yemem bundan belki de. Kendimi bu şekilde oyalıyor ve heyecanımı gizlemeye çalışıyorum.
Seni meraklı ve heyecanla bekliyoruz bitanem.

Kavuşmamıza 93 gün kaldı.

1 Ekim 2013 Salı

Benim Kıpırdak Oğlum

Merhaba bitanem,
Dün akşam TV izlememe bile izin vermeden beni tekne yağmuruna tutuğunu söylemek istedim. O kadar çok kıpırdadın ki birkaç kez kalkıp evin içinde yürümek zorunda kaldım. Belki yer değiştirmeye çalışıyorsun, belki de sadece sıkıldın bilmiyorum. Ama çok fazla hareket ettiğini söyleyebilirim. Babacık ta "sıkıştı oğlum, bak gördün mü ayağa kalk biraz" diyip, karnımı (yani seni) okşayıp durdu. Anlayacağın bize eğlence çıkardın yine. :)
Geçtiğimiz hafta Kasım deden odanı beyaza boyadı. Ve pazar günü Baban, Ben, Dayın, Kasım deden ve Anneannenle birlikte daha önceden aldığımız mobilyaları kurduk, odanı temizledik ve süsledik. Henüz her şey tamamlanmış değil ama bu hali bile bence çok güzel oldu. Yapılacak daha o kadar çok şey var ki. Umarım sen gelmeden hepsini bitirebiliriz. Bugün çıkışta anneannenler beni okuldan alacaklar ve kaldığımız yerden evin işlerini tamamlamaya devam edeceğiz.
Dün akşam babacık'a doğumun sırasında yanımızda olup olmayacağını sordum. Doktor amca eğer isterse yanımıza gelebileceğini söylemişti. Babacık " Sizi yanlız bırakmayacağım."dedi. Düşünsene, senin dünyaya gözlerini açtığın ilk andan itibaren hep birlikte olacağız. Baban, ben ve sen... 
Bir de Dark'ımız var tabi ki. Bizim küçük ama mutlu ailemiz :))

Bu arada senden önce 58 kilo olan annen, şu sıralar tartıda 68 kiloyu görüyor. Senin yaklaşık bir kilo olduğunu düşünürsek fazladan aldığım 9 kilo şimdiden benim canımı sıkmaya başladı bile. Gerçi doğumundan sonra senin peşinden koştukça bu kiloları vereceğimi söylüyor herkes ama bakalım, görücez. Sen sağlıkla dünyaya gel de annecim gerisi çok da önemli değil.
 
Bizim heyecanımız gitgide artıyor oğluşum. Ya sen nasıl hissediyorsun? Gerçekten bilebilmeyi çok isterdim.
Bugün sonbahar yağmurtları başladı İzmir'de. Hava karanlık, gök gürültülü, fakat ılık ve usul usul bir yağmur var. Miss gibi toprak kokuyor, bütün tozlardan yıkanıp paklanıyor İzmir'imiz.Ve biz seninle birlikte pencereden dışarıyı izliyoruz.

Kavuşmamıza 99 gün kaldı.
Artık iki basamaklı sayılara düştük :))